İçeriğe geç

Türk Halkları Konseyi Yeni Yıl Mesajı

Anadolu’m, Türkellerinin en kadim toprakları;

Bu topraklar üzerinde bin yıllık büyük devletler kurmuş Türk boyları, hem Türk olarak bizim üzerimizde oynanan oyunlar hem de topraklarımız üzerinde oynanan çirkin oyunlar…

21. Yüzyılda, insanlığın bilgi çağına ulaştığı ve Dünya’mızın teknolojik olarak donatıldığı bu asırdan beklenti, aslında daha yaşanası ve eşit paylaşımın yapılacağı bir çağ olacaktı. Her yeni buluş ve yeni oluşumlar insanoğlunun daha iyi hayat sürmesi, mutlu olması ve kendisinden sonra yaşayacak olan nesillerin de daha sağlıklı, huzur, güven ve temiz bir çevre içinde olacağı dünya, bu yüzyılın hedefleri arasındaydı.

Heyhat gel gör ki, gücü elinde bulunduranlar, insan olarak tarif ettiklerinin yalnızca kendileri olduklarını düşünerek, ellerindeki tüm imkanları diğer insanları kendilerine hizmet eden köleler olarak görmeye devam ettiler. Kısaca bu yüzyılda da değişen pek bir şey yok. Sadece zulüm daha da arttı. O kadar arttı ki, Binlerce kilometre uzaktakiler, güya demokrasi adına bir tarihi ve bir medeniyeti ve nihayet bir büyük nesli yok ettiler. Şimdi ise akıllarınca, Anadolu toprakları üzerinde de aynı işgali amaçlamaktadırlar. Lafı hiç uzatmadan açıkça ifade etmek gerekir ki, asıl hedef Anadolu ve Türk yurtlarıdır.

Bu amansız ve acımasız güç odaklarının yaptıkları karşısında, Dünya’nın gidişatını ve insanlığın yeniden tarif edilmesinin gereği zorunlu hale gelmiştir. Bu hep birlikte ayağa kalkma ve DUR deme zamanıdır. Yarın geç olmadan, başta ülkemizin yönetiminde bulunanlar olmak üzere, tüm kamu kurum ve kuruluşları, siyasi partiler ve sivil toplum kuruluşları hiçbir önyargıya kapılmadan, Ülkem diye haykırması gerekir.

Önce, bu gidişata dur demek gerekir. Hangi dini inanış, hangi siyasi parti ve hangi sivil toplum kuruluşu olursa olsun öncelik vatan olmalıdır.

İlk yapılması gereken sanıyorum ki, toplum barışı olmalı ve hiç şüphe yok ki bunu Türkiye Cumhuriyeti Devletini yöneten ve yönetme iddiasında bulunanlar başlatmak ve bu konuda irade göstermek zorundalar.

Biz Anadolu Türkleri de zaten var olan karakterimizin gereği gibi iç ve öz sesimize kulak vererek ayağa kalkmalıyız.

Türk’ün son Başbuğu M. Kemal Atatürk’ün yaklaşık yüz yıl önce belirttiği ve işaret buyurduğu gibi, yine damarlarımızdaki asil kanın gereğini yapacağımız muhakkaktır.

Seksen milyonluk nüfusu, bin yıllık devlet geleneği ve yaklaşık yüz yıldır Cumhuriyet ve parlamenter demokrasi geleneği olan bu kadim Türk yurdu, daha genç diğer Türk Devletleri önünde hiç şüphe yok ki rol model olmak zorundadır.

İşte bu şartlar doğrultusunda Türk Halkları Konseyimiz bir sivil inisiyatif alarak, zerrece de olsa katkı sunabilmek için Türk Devletleri Birliği fikri çalışmalarında irade göstermiştir.

         Bu irade, diğer bu davaya gönül vermiş sivil toplum kuruluşlarının da destekleri ile farklı çalışmaların tümünü bir deryada toplamak ve büyük bir güç oluşturarak tüm Türklerin ayağa kalkması konusunda her türlü engellemelere karşı hedefe yürümek olacaktır.

Çünkü, “Vatan mevzubahis ise, gerisi teferruattır” diyen yüce Başbuğumun bu sözü, direktiftir. Gereği de yapılacaktır.

Hiçbir kuşkuya gerek yoktur ki, daha henüz Türkler konuşmamıştır. Konuşmaya başlayacak ve konuştuğunun anlaşılması için en açık ifadeler ve anlatımları da kullanacaktır. Türk’ün geçmişi bunu doğrulamaktadır ve hiç şüphem yok ki, Dünya sükununu bulacaktır.

Bu vesileyle, 2018 yılının gerçek anlamda TÜRK yılı olacağına inancım tamdır.

Yeni yıl, Türk Dünyasına ve insanlığa sağlık, huzur, barış, mutluluk ve başarı getirsin.

         Tanrı Türk’ü Korusun ve Yüceltsin.                                 

Mahmut Oral

                                                                                             Türk Halkları Konseyi

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir